DOC NYC 2017: BELGESEL FILM FESTIVALİ (9-16 KASIM 2017)

h. nazan ışık—

8 November 2017—

DOC NYC, New York’da 9 Kasım -16 Kasım arasında belgesel film sevenlere büyük bir ziyafetle 8. yılını kutlayarak geliyor.

Bu sene 350 film yapımcısının hazır olduğu festival programında paneller ve siyasetten cinayete, dans kareografırından-moda illüstratörüne, ünlü şarkıcılara, mizahtan filozofiye kadar değişik konuları işleyen 250 den fazla belgesel var.

Kısaca, her teste göre film var.

Festivali yönetmen Greg Barker’in filmi “The Final Year” açıyor, ve Lili Fini Zanuck’un filmi “Eric Clapton: Life in 12 Bars” kapatıyor.

“The Final Year”

Film Obama Yönetiminin dış politika takımı Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Samantha Power, Dış Işleri Bakanı John Kerry ve Obama’nın konuşma yazarı Ben Rhodes ve birazda Başkan Obama’yı 21 ülkede takip eder. Filmde John Kerry’i Birleşmiş Milletler’de Suriye sorununu tartışırken, Power’ı Nijerya’da kaçırılan kızların geri verilmesi için konuşurken, Obama’yı Hiroşima’da konuşurken görürüz.

2017 seçim yılı. Yeni Başkan, yeni yönetim gelecek. Bu Obama Yönetimi’nin son yılı. Dış politikayi imzalarını atanlar ne bırakacaklar yeni gelenlere ve de tarih kitaplarına…

Hep düşünürüm festivali düzenleyenler, programını yapanlar festivalin açılış filmini nasıl seçerler diye. Bu sefer fazla düşünmeğe gerek yok. Festival 9 Kasım’da açılıyor, yani ABD Başkanlık seçimlerinden tam bir sene sonra. Obama yönetimi ve birçok kimsenin umudunun, tahmininin dışında Donald Trump başkan seçildi. Gayet zamanlı bir film bu festivali açmak içın.

Bir daha görmek istermiyim filmi? Hayır!

Şimdi gelelim benim tekrar görmeği istediğim filmlere:

“EuroTrump”

Yönetmenler Stephen Robert Morse ve Nicholas Hampson’ın filmi “EuroTrump” komikmi, üzücümü, ürkütücümü, sevindiricimi, umut vericimi, umut yıkıcımı, mizahmı vb….hangi kategoriye koyacağımı bilemedim ama kesinlikle akılda kalan bir belgesel.

Film konusu “Dutch Donald Trump” ya da “Hollanda’nın Donald Trump’ı” diye tanınan politikacı Geert Wilders.

Politika sahnelerinde Trump’tan çok haha önce görülen Geert Wilders birçok yandan Trump’a benziyor. Göçmen karşıtı, Islamiyet karşıtı, camileri kapatıp, Kuran’ı yasaklamağı savunan Wilders, peroksit ile sahte sarışın saçı ve sosyal medyayı kullanmasi ile “Dutch Donald Trump” takma adını hak etmiş.

“David Bowie: The Last Five Years”

 

Kredi: HBO

Yönetici Francis Whately “David Bowie: The Last Five Years” belgeseli ile ünlü şarkıcı David Bowie’yi arladaşları, son projelerinde çalıştığı insanlarla yapılan röportajlarla tekrar yaşattı.

David Bowie Ocak 2016’da 69 yaşında kanserden öldü. Fakat ölmeden, önce uzun bir aradan sonra, üç tane proje ile tekrar kendini, sanatını, yaratıcılığını, müziğini sevenlerine sundu: “The Next Day”, “Blackstar’, ve kendi yazdığı ve müziğini yaptığı müzikal “Lazarus”.

Filmin adına bakarak ünlü sarkıcı David Bowie’nin sadece son beş yılını göreceğinizi sanmak büyük hata olur. Yönetmen Francis Whately ev yaşamına, karısına, ailesine girmeksizin, özel hayatına, saygı göstererek , seyircileri beş senenin gerisine götürür.

“Sammy Davis, Jr.: I’ve Gotta Be Me”

Yönetmen Sam Pollard’ın filmi “Sammy Davis, Jr.: I’ve Gotta Be Me” filmin adından bekleneni perdeye çok iyi, ve detaylı getiriyor.

“Sammy Davis, Jr.! Kesinlikle kabiliyeti takdir edilecek şarkıcı, danscı, oyuncu, komediyen, ünlülerin taklitcisi, tam anlamıyla yüzde yüz eğlendirici. Bir de buna cesaretli, cüretkar, eylemci sıfatlarını eklersek Sammy Davis, Jr. ı biraz tanımış oluruz.

Film Davis’in çok küçük yaşta babası ile dans ferformasyonuna başlamasından son dansına, Kim Novak le ilişkisinden 1960’da İsveçli oyuncu May Britt ile evliliğine, askerliğinden eylemciliğine, Rat Pack üyesi olarak Frank Sinatra ve diğerleriyle ilişkilerine, yahudiliği kabul etmesine, trafik kazası sonucu bir gözünü kaybetmesine kadar hayatını detaylı anlatan bir belgesel.

“Antonio Lopez 1970: Sex, Fashion & Disco”

James Crump’un yönettiği “Antonio Lopez 1970: Sex, Fashion & Disco” filminin konusu Antonio Lopez sadece çizimleriyle değil keşfettiği modellerle de 1970’lerde hem New York, hem Paris’te moda dünyasında isim yapmış ünlü moda illüsratorü. Jessica Lange, Jerry Hall, Grace Jones Lopez’in modellerinden sadece birkaçı.

Film kesinlikle 1970’lerde New York ve Paris’te Lopez ve çevresindekilerin seks, disko hayatını, moda dünyasında da Kark Lagerfeld, Yves Saint Laurent gibi moda yaratıcıları ile olan ilişklilerini ve sevgilisi, beraber çalışıp, beraber imaj yarattıkları Juan Ramos ile beraberliğini fotoğraflarla seyircilere getirmiş.

Ünlü photoğrafcı Bill Cunningham, Jessica Lange ve diğer modeller, Lopez’in ne kadar cezbedici olduğunu, çok iyi dans ettiğini, hareketlerinin alımlılığını ve kadın-erkek herkesin O’na aşık olduğunu film boyunca röportajlarla anlatırlar.

Film boyunca Antonio Lopez’in yaratıçı çizimini, Juan Ramos’un da entellektel katkısını herkesten duyduk, Filmin adı “Antonio Lopez 1970: Sex, Fashion & Disco” ne alacağımızı açıkca söylüyor, ama keşke Lopez’in çizimini ve Ramos’un kararlarını, etkisini, katkısını daha fazla görebilseydik….

“Rebels on Pointe”

Foto: © Les Ballets Trockadero de Monte Carlo

Yönetmen Bobbi Jo Hart’ın belgeseli “ Rebels on Pointe” belgeselinin konusu olan, ve “Trocks” diye bilinen ‘Les Ballets Trockadero de Monte Carlo’ dans grubunun üyeleri “Swan Lake” balesi sunumunda.

“Les Ballets Trockadero de Monte Carlo” 1974’de kurulan bir dans drubu, daha doğrusu bir bale dans grubu. Ama alışılanın dışında bir dans grubu. Hepsi erkek, hepsi eşcinsel, ve makyajları, giysileri ve bale ayakkabıları içinde kadın karakterleri çanlandıran ve en önemlisi klasik bale parçasını mizah ile sunan bir topluluk. Bobbi Jo Hart “Rebels on Pointe” belgeseli ile bu grubun tarihini, üyelerini, provalarını, perförmanslarını, seyircilerin tepkisini, üyelerin hikayesini, ilişkilerini-ki bazıları evli- inceleyen bir film.

Kesinlikle öğretici, hassas, eğlendirici, mizah dolu bir belgesel.

“Kedi”

Festivalde bir de Türk yönetmen var: Ceyda Torun ve belgeseli “Kedi”. Düşünün filmin oyunculari kedi, ya da kediler, Istanbul’daki sokak kedileri.

Ceyda Torun 7 kediyi takip eder, hepsinin adı var. Duman. Sarı, Psikopat, Bengü, Gamsız, Deniz ve Aslan Parçası. Hepsi insanlar gibi değişik karaktere sahip.

Sevmek için ille ‘kedi sever’ olmanız gerekmeyen bir belgesel.

© h. nazan ışık